
Memlekette, Getirilmek istenilen bir konum var. Yürünülmek istenilen bu yolda hey şey mubah, Anlatmak istediğimi anlayabilmeniz için birkaç hatırlatma yapacağım.
Olay 1
21 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Prof. Mümtaz’er Türköne, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliklerine getirilmişti. Göreve getirildikten sonra Atatürkçülük ile ilgili yaptığı açıklamaların[Atatürkçü olmayı hakaret sayarım] ardından tepki alan Türköne, 5 Ocak 2012 tarihinde görevinden istifa etti.
19 Mayıs Kutlamalarını Faşist bir uygulamadır, Kaldırılmalıdır diyebilecek kadar ileri gidebilecek bir zat-ı muhterem in Böyle bir kuruma göreve getirilmesi. Kendisi olamadı ama eşi AKP de Milletimin vekili. Şu an Zaman gazetesinde yazıyor. Yazılarını hemen her gün okurum.
Mümtaz’er Türköne
Daha Önce yazdığım Yazısı
10 Kasım: Atatürk’ü anarken
Atatürkçülüğün bir tür; cehaleti, kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı ve bağnazlığı gizlemek için icat edilmiş bir maske olduğunu uzun yıllar boyu tecrübe ederek öğrendim.
…
Bugün 10 Kasım. Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 73. yıldönümü. Türkiye bugün daha güçlü ve itibarlı, daha müreffeh bir ülke. Demek ki emaneti sağlam ellerde.
Nur içinde yatsın.
Olay 2
Emekliliğini mecburen isteyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Bengi’nin yerine atanan Kemal Öztürk, Bülent Arınç’ın da katıldığı devir teslim töreni ile yeni görevine başladı. Tarih 3 Ağustos 2011
Kemal Öztürk
Daha Önce yazdığım Yazısı
Yazı hayatı 1990 yılında Humeyni yanlısı Girişim ve Selam dergilerinde başladı. Daha sonralarda devam ettiği Yayın Hayatına “Yeni Zemin” İsimli bir dergiye girdi. Yeni Zemin’e dair en ilginç ayrıntılardan biri de, günümüz Türkiye’sini kamplaştıran, kutuplaştıran, kurumlar içi çatışma yaratan, “rejimle” ilgili tehdite dönüşen birçok konu başlığını tartışmaya açan yer olması. Dergi 1990’lı yıllardaki “Değişimin Önündeki Engel: Kemalizm”, “Ümmetin Yetimleri: Kürtler”, “Kemalizm’in Son Kalesi: Laiklik”, “Rejim Ordusu mu, Savunma Ordusu mu?” gibi kapak konularıyla da tartışılmıştı.
Kemal Öztürk, bu dergilerde kullandığı Mir Mahmut Rıza mahlasıyla bir de kitap çıkardı. 1994 yılında Nükte Yayınları’ndan çıkan “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” adlı kitap, kahramanlarına söyletilen şu ifadelerle hayli tartışıldı:
“‘Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur.’
Şimdi Şu durumu değerlendirelim,
İki adet kurum,
Birisi, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Amacı “Atatürkçü düşünce” ile “Atatürk ilke ve inkılaplarını” yaymak ve geliştirmeye yönelik temel ilkeleri kaldırılırken kurum Atatürk’le ilgili bilimsel faaliyetlerin planlandığı ve eserlerin derlendiği akademik bir yapılanmaya dönüştürüldü. Başka bir deyişle Atatürkçü düşünceyi topluma yayma görevi olan kurum, şimdi Atatürk’le ilgili bir kütüphaneye dönüştürüldü. (Karar Sayısı : KHK/664 – Resmi Gazete Tarihi: 2/11/2011 Sayı: 28103) İçinede Atatürkçülüğü kendine hakaret atfeden Türköne oturdu.
Diğeri, 06 Nisan 1920 tarihinde Ulu Önder Atatürk’üntalimatı ile kurulan Anadolu Ajansı. İçine Humeyni yanlısı Kemal Öztürk Oturdu. Resim Açık Net.
Topyekün Atatürk’ün değerlerine mirasını sulandırmaktan başka bir amacı yok. Hepsi biryana Tüm bunları göremeyen, ilgilenmeyen, yada en vahimi örse bile işine gelmeyen bir toplum.
Saygılarımla
Altuğ Aytaçoğlu – 03.10.2012